Kalinga Seneviratne’nin kaleminden
CHANNON (IDN) – 1976 yılında Batı’da hippi hareketi zirve noktasındayken bu güzelim manzaralı yerde çiftçilikle geçinen bu geleneksel köy, yakınlardaki Terania Nehri’nin etrafında yer alan yağmur ormanlarındaki ağaçların kesilmesine engel olmak amacıyla Avustralya’nın diğer ucundan gelmiş ağaç kesiciler ve çevreciler arasında bir savaşa sahne olmuştu. Bu, Avusturalya’daki direkt eylem içerikli ilk protestoydu.
Çevrecilerin birçoğu bölgede yerleşmeye karar verip ucuza tarım arazileri almış ve “Doğaya Dönüş”felsefesine dayalı komünler kurmuş.
“Buraya eşimle birlikte kendi kendine yeten fakir bir hayat yaşamak üzere 1970’lerde taşındık.
Geleli henüz çok olmamıştı ki Terania Nehri etrafındaki yağmur ormanı ağaçlarının kesileceğini öğrendik. O ormanı ve diğer yağmur ormanlarını korumak için yıllarca savaştık.” diye anlatıyor 40 yılı aşkın bir süre The Channon’da yaşamış ve yağmur ormanlarındaki bitki ile otlar üzerine birçok kitap yazmış olan yağmur ormanı botanisti Nan Nicholson.
Nicholson’lar gibi aralarında zanaatkar ve odun işçilerinin de bulunduğu civar köylere gelen yeni yerleşimciler buradaki ufak bir binada karşılıklı mal alışverişi ve takası yapabildikleri geleneksel bir köy pazarı kurmuşlar. “Yap, pişir ya da yetiştir” etiğine sıkı sıkıya bağlıydılar. 200 stant sahibinin bulunduğu ve ayda 2000 ila 3000 kişinin ziyaret ettiği pazardaki bu etik, aradan 44 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ gücünü koruyor.
Pazar yönetim kurulunun sekreteri Chris McFadden, IDN’e “Bu pazar kesinlikle yerel kültürümüzün bir parçasıdır.” diyor. “Bu şekilde insanlar, çalışma ve sanatsal yaratımları dâhil ürünlerini satma fırsatı buluyor.”
Her ayın ikinci pazar günü kurulan Channon El Sanatları Pazarı, yüzlerce komün grubuna, küçük işletmeye ve bireye destek olmakta. Kırk yıl önce bu pazar çevreci kampanya destekçilerinin grup toplantılarını yaptıkları bir yermiş ve günümüzde de bu tip faaliyetler hala desteklenmekte. İşin aslı IDN’ye konuştuğu sırada Nicholson, civarda yapılması plalanan bir baraj inşaatını durdurmayı amaçlayan yeni bir çevreci kampanyanın desteklendiği standda görevliydi.
Giderek artan popülerliği sayesinde pazarın ünü Channon Binası’ına sığmaz olmuş ve isanların açık hava pazarı zevkini yaşayabilmesi için güzeller güzeli Coronation Parkı’na taşınmış. Pazar, dokuz gönüllü ve bir dizi ücretli personelden oluşan yönetim kurulu tarafından işletiliyor.
McFadden şimdilerde yöre belediyesi tarafından kriket sahası ve dinlenme parkı olarak kulanılan bu arazinin yerel bir arazi sahibi tarafından köye hibe edildiğini söylüyor. “Biz belediyenin bir parçası değil, kâr amacı gütmeyen bir örgütüz.” diye açıklıyor. “Stant sahipleri bize ufak bir ücret ödüyor ve ayrıca sigorta satın alıyor”. Bu paradan personel ücretlerini ödüyorlar ve kısa süre önce ikinci bir çalışma binası inşa etmişler.
Channon pazarı başlangıçtaki sınırlarını aşmış olsa da dünya görüşü hiç değişmemiş ve Avusturalya’nın en enerjik pazarı olarak nam salmış. Stantların çoğunda yöredeki çiftçilerin ürünleri, bahçelerindeki bitkiler, yerel halkın sanat ve zanaat ürünleri satılıyor ayrıca komün halkı tarafından açılan birçok da gıda standı var. Bazı stantlarda Hindistan ve Tayland’dan gelen elbiseler ya da Yeni Zelanda Maori ve Peru’dan gelen el sanatları gibi ithal ürünler satılıyormuş.
Son söylenen bu ürünler “Yap, pişir ya da yetiştir” mottosuna nasıl uyuyor, diye sorulduğunda McFadden: “Buradaki alana taşındıktan sonra pazar daha da büyüdü ve insanların sattıkları ürünler çeşitlenmeye başladı ancak hala bir sanat ve zanaat ürünleri pazarı. Ne yapıyorsanız onu satıyorsunuz. Bazı ithal ürünler bulunuyor ama bu, teşvik ettiğimiz bir şey değil.” diyor.
İnanılmaz sanat eserleri ve ürünlerin yanı sıra ziyaretçiler, ana sahnede müzik yapan “günün grubu” ve park etrafına yayılmış doğaçlama müzik icra eden müzisyenler eşliğinde yöre müziğinin keyfini çıkarma fırsatını da buluyor. Pazar kapanana kadar kalırsanız insanların çeşit çeşit davulların ritmiyle dans ettikleri kötü şöhretli “Davul Dansı”nı deneyimleyebilirsiniz.
Ama bu ay yoktu çünkü Covid-19 karantinası dolayısıyla pazar 4 ay boyunca kapalıydı ve yine hala yürürlükte olan sosyal mesafe yönetmelikleri yüzünden şu an için bu tip bir faaliyet yapmak yasak.
Channon pazarı, Yeni Güney Galler’in kuzey kıyıları boyunca uzanan turizm bölgeleri dahil Kuzey Rivers diye bilinen bölge genelinde akın akın bu tip pazar pazarlarının kurulmasına yol açmış. Bu pazarların birçoğu pazar ve cumartesi günleri olmak üzere ayın geneline yayılmış durumda. Bu şekilde ay boyunca geçimini sağlayabilmek için bir pazardan diğerine giden stant sahipleri bulunuyor.
Bu stant sahiplerinden biri de buradan 3 saatlik araba yolu mesafesinde yer alan Urunga köyünden Adrienne Hmelnitsky. Aldığı ‘Sunlighters’ marka adıyla renkli plastiklerden yaptığı ve cam pencerelere yapıştırıldığında mozaik cam efekti veren bir ürün üretiyor. Stant çadırının şeffaf duvarlarından yansıyan rengarenk parıldayan ürünlerini işaret ederek “Ben bir sanatçıyım ve tüm bunlar el yapımı.” diye anlatıyor IDN’e. “Buraya dördüncü kez gelişim. Kuzey nehirleri boyunca bir dizi pazara katılıyorum. “ Ayrıca ürünlerinin toksik olmayan malzemelerdenden yapıldığını ve tekrar kullanılabilir olduğunu da vurguluyor.
Çeşitli renkli kayaları kesen ve mücevher ve kolyeler yapan yerel bir sanatçı da ürünlerini satmak için bu pazarı kullanıyor. “Ham kayaları alıp, kesip parlatıyor ve bunları yapıyorum” diye açıklıyor. “Karavanda yaşıyorum dolayısıla konaklama masrafım yok. Bunu pazarda satıyorum”. Adının Sam olduğunu söyleyen sanatçı kolyelerinin çoğunu 50 ila 150 dolar fiyattan satıyor.
John Arklan eskiden muz yetiştiricisi olan üçüncü nesil, Sih dini mensubu bir Avustralyalı. Tereyağlı tavuk, dhal usulü körili pilav ve naan satmak için mobil Hint mutfağı ile Woolgoolga’daki evinden gidiş geliş üçer saat yol yapıyor. “Burası görülmeye değer bir yer.” diyor IDN’e.”Buradaki atmosfere bayılıyorum ve çok yemek satıyorum. Pişirdiğim her şeyi güzel karşılıyorlar. Buradaki insanlar farklı (bakış açıları açısından).”
Hükümet, bu pazarın bölge halkı ve kültürüne yaptığı katkıyı tanıyor bu nedenle de Covid-19 karantinası süresince personellerinin maaş bordrolarını açık tutabilmelerini sağlamak üzere işletmelere ödeme yapan “iş koruma” programı kapsamına almış.
“Kapalı kaldığımız sürede personel korkuluk ve tuvalet duvarlarını boyamak gibi faaliyetlerle tesislerin iyileştirilmesine yardımcı oldu.” diyor McFadden. Ayrıca yöre halkından olan stant sahipleri için çevrim içi bir pazar geliştirmeye başladıklarını ama malların nakliye maliyetinin engel teşkil ettiğini de ekliyor.
“Buraya her ay (her kasım) Brisbane gibi çok uzaklardan gelenler de dahil olmak üzere binlerce insan gelir.” diyor McFadden. “Ama stant sahiplerini 100 km’lik bir alanla sınırlı tutmaya çalışıyoruz. Yöre çiftçileri ve sanatkârlarına ürünlerini doğrudan (halka) satma fırsatı vermek istiyoruz.” [IDN-InDepthNews – 17 Kasım 2020]
Fotoğraf: Channon Pazarı. CC BY-SA 3.0