Yazan: Bernhard Schell
DOHA | KABİL (IDN) — Afganistan’daki kadınlar, gençler ve toplum ve dini liderler barışı uzun zamandır istiyor ve Amerika Birleşik Devletleri 29 Şubat tarihinde Taliban ile önemli bir anlaşmaya imza atmadan önce bu konuda ısrarla hazırlık yapmaktaydı.
Bu anlaşma, Amerika’nın 18 yıldan fazla zamanla en uzun süren savaşını sonlandırmak için gerekli koşulları belirliyor ve Başkan Donald Trump’ın Amerikanlı askerlerin çekilmesine dair verdiği sözü gerçekleştirmesine izin veriyor. ABD güçleri ve müttefikleri 2001 yılından bu yana Afganistan’dadır.
2019 ve 2020’de BM Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) tarafından düzenlenen bir dizi etkinlik, karar alma sürecinde toplumun önemli kesimlerinin katılımını güçlendirmeyi ve barışı kalıcı kılmayı amaçladı. Afganlılar arasındaki müzakereler 10 Mart tarihinde Kabil’de başladığında bu çabaların sonuçlarının mesafe kaydetmesi beklenmektedir.
BM Genel Sekreterinin Özel Afganistan Temsilcisi olan UNAMA başkanı Tadamichi, ABD ile Taliban arasında gerçekleştirilen anlaşmanın Katar’ın başkenti Doha’da imzalanmasından sonra: “Tüm paydaşlar artık savaşı sonlandırmak için samimi ve somut adımlar atmak için gerekenleri yapmalıdır.” dedi.
BM’nin sözcüsü Stéphane Dujarric New York’ta, Genel Sekreter António Guterres’in “Birleşmiş Milletler’in, Afganistan toplumunu ve hükümetini desteklemek için kararlı olduğunu” tekrarladığını ifade etti.
Sayın Guterres “Afganlıların barışa yönelik derin isteklerinin” kadınların ve genç insanların önemli katılımını sağlayarak kapsayıcı bir Afgan öncülüğünde gerçekleşen süreçle yerine geleceğine dair umudunu belirtti.
Bu gruplar sürece katılmak için kesinlikle hazırdır. Kadınların barış sürecindeki rolüne dair bir toplandı 13 Ocak tarihinde Afganistan’a barış getirmek için kadınların önemli ve somut katılımını hatırlatan ‘Barışın öncüleri olarak kadınlar’ adını taşıyan bir beyanname kabul etti.
Tüm gün boyunca devam eden ve UNAMA tarafından desteklenen etkinlik, batı bölgesinin başkenti olan Herat’ta gerçekleştirildi ve bölgeden 100’e yakın kadın aktivist, hükümet yetkilisi ve sivil toplum temsilcisini bir araya getirdi. Toplantıdaki tartışmalar barış ve toplum üzerine bir yıl süren danışmaların ardından Badghis, Ghor, Farah ve Herat dahil olmak üzere 1.000’den fazla kadın tarafından yapılan önerilere odaklandı.
Herat Valisi Abdul Quayom Rahimi ve yardımcısı Monesa Hassanzadeh dahil olmak üzere toplantıda hazır bulunanlar, kadınların merkezi yerde durmalarını ve haklarının ve rollerinin barış sürecinde ve sonraki anlaşmalarda doğru bir şekilde korunduğunu ve temsil edildiğini garanti etmeyi yeniden anımsattı.
Rahimi, katılımcılar “Barış sürecinde kadınlar olmadan barıştan söz edemeyiz,” dedi.
Afgan Meclisi üyesi Massouda Karokhi kadınların cesur olmasını hatırlattı ve “tüm kadınların bu fırsatı kaçırmamasını ve barış sürecine katılmak için haklarını korumasını ve cesur olmasını istiyorum” dedi.
Afganistan’da barış, güvenlik ve istikrarı savunmak için gençlerin oynayabileceği önemli rol, 2019 boyunca kuzeybatı’da gerçekleştirilen BM destekli etkinliklerde güçlendirildi ve yüzlerce gencin ülkenin en önemli sorunları konusunda görüşlerini ifade etmesine imkân tanıdı.
UNAMA’nın Kunduz’daki bölgesel ofisi tarafından düzenlenen bir dizi etkinlikte, bölgeden gelen gençler, toplumda barışı inşa etmekteki rollerini tartıştı ve Afganistan’ın kalkınma programına daha etkin şekilde nasıl katılabileceklerini müzakere etti.
Bu etkinliklerdeki geniş kapsamlı tartışmalarda, katılımcılar gençlerin çatışmayı önleme ve çözme konusundaki güçlü aktörler olma konusundaki potansiyelini ifade etti ve aynı zamanda gençlerin barış müzakerelerine ve ulusal karar alma süreçlerine dahil edilmesinin önemini vurguladı.
Üniversite öğretim görevlisi ve Bedahşan’da geçen yıl televizyonda gösterilen etkinliklerden birine katılan Salahuddin Qazizada “Barış çabaları gençleri dahil etmeden kalıcı olmaz” dedi. “Gençlerin sesinin duyulması ve ülkede barışı ve istikrarı inşa etmek için gerekli sürece dahil edilmesi çok önemlidir” diye vurguladı.
Toplum liderlerinin insan haklarını savunmak ve teşvik etmek için oynayacağı önemli rol, Afganistan’ın güneydoğu bölgesindeki Gazne’de gerçekleştirilen BM destekli bir etkinliğin odak noktasıydı.
40 civarında din alimi, kadın hakları aktivisti, gazeteci ve diğer toplum liderleri tüm gün süren bir sempozyum için Şubat ayında bir araya geldi ve sivil toplumun, insan hakları farkındalığını artırarak ve bu hakları korumak için daha iyi mekanizmaları devreye sokarak toplumu nasıl daha etkin bir şekilde güçlendireceğini tartıştı.
Katılımcılardan biri olan Abdul Mosawir Omer, insan haklarını korumak ve insan hakları savunucularını desteklemek için hukukun üstünlüğünü pekiştirmeyi ve pratik mekanizmaları devreye koymayı öne sürdü. Sivil toplum aktivisti Omer, “İhlalleri engellemek için somut önlemleri almamız gerekir” diye belirtti.
Diğer katılımcılar, güneydoğu bölgesindeki toplulukların karşılaştığı, Afganistan’daki silahlı çatışmadan kaynaklanan kadınlara karşı şiddet ve insan hakları ihlalleri dahil olmak üzere birçok zorluğun altını çizdi.
Tartışma eğitime geldiğinde katılımcılar insan haklarını ve özellikle kadın haklarını teşvik etmek için okullara ve toplumsal farkındalık projelerine yatırım yapılmasını istedi.
Bir sivil toplum aktivisti olan Wakil Ashrafi “Afganistan eğitime daha fazla önem vermelidir” dedi. “Eğitimli bir toplum olmadan insan haklarını savunmak zordur.”
Ülkenin güneyinde ve genelinde barışı ve uzlaşmayı güçlendirmek için dini ve toplum liderleri tarafından yapılan çabalar 2019 boyunca gerçekleştirilen BM destekli etkinliklerle desteklendi ve yüzlerce din aliminin ve aşiret liderinin durumu düzeltmek adına en iyi yaklaşımları tartışmasına imkân tanındı.
Bir aşiret lideri olan Azeem Khan Samandar, bir mülakat esnasında UNAMA’ya ulemanın (din alimlerinin) barışın elçileri olarak birlik için dua etmeye ve tarih boyunca yaptıkları gibi barış için çalışmaya devam edeceğini söyledi.
BM destekli etkinliklere düzenli olarak katılan Samandar, “Toplumumuzda bunları konuşuyoruz ve barış sürecine dair farklı görüşleri ifade ediyoruz,” dedi. Samandar, farklılıklarına rağmen Afganların barış talebinde birleştiğini belirtti. “Farklı bakış açılarımıza rağmen, herkes barış özlemini çekiyor” dedi.
Toplumun yaşlı üyelerinden Haji Neamathullah, “Toplumdaki vatandaşlarımızla yaptığım özel tartışma ve sohbetlerde ilk öne çıkan konu ülkemizdeki barışa olan talep ve özlemdir,” dedi. “Bu ülkedeki herkes şiddetten bıkmış ve barışa yeni bir şans vermek istiyor.”
Afganistan’ın Uleması toplum için ahlaki ve etik standartları belirleme konusunda çok önemli bir rol oynamaktadır. Genellikle barış elçileri olarak görev almakta ve toplumun tüm unsurları tarafından saygı görmektedir ve bireysel ve toplumsal kararlarda etkiye sahiptir.
Geleneksel olarak yerel anlaşmazlıklar bunların müdahalesiyle çözülmektedir; bu gelenek özellikle resmi hukuk sisteminin olmadığı güney kısımlarda halen devam etmektedir.
Bu yılın başlarında Helmand’daki tartışmaların birinde bir alim olan Mawlwai Obaidullah Akhunzada her Afganlının barışı inşa etmek ve korumak için dini bir görevinin olduğunu belirtti. Akhunzada, “Çatışan diğer kardeşler arasında aracılık etmek her Müslümanın görevidir” dedi. “Barışı yaratma çabalarına katkıda bulunmazsak asla barışı yaşayamayız” dedi.
Helmand ve Kandahar’daki diğer forumlarda, katılımcılar diyalog ve toplumsal tartışmaların önemini vurguladı. Mawlwai Mohammad Dawood Modaqeq “Diyalog ve devinimin sürmesi için daha fazla tartışmaya ihtiyacımız var” dedi ve değişimin yavaş olmakla beraber “daha fazla insanın barışı ve bu sürece nasıl katılacağını tartıştığını” ifade etti [IDN-InDepthNews – 1 Mart 2020]
Fotoğraf: Afganistan’daki toplum liderleri insan hakları stratejisini belirliyor. Kredi: UNAMA