Hazırlayan Nisar Keshvani
SINGAPORE (IDN) — Hayal edin. Dağların en ötesinde bir yer. Denizden iki bin metre yükseklikte. İpek Yolu üzerinde ve Çin’den 240 km uzaklıkta. Etrafında nüfusu 150.000’i aşan şehirler var. Burada finansal durumlarına bakılmaksızın, Orta Asya’nın gelecek nesil öğrencileri için dünya standartlarında eğitim veren, yerleşime tamamen uygun bir üniversite görkemle yer alıyor.
19 Haziran’da Orta Asya Üniversitesi (UCA) tarih yazdı. 57 öğrenciden oluşan açılış grubu Bilgisayar Bilimleri, İletişim ve Medya, Ekonomi, Dünya ve Çevre Bilimleri bölümlerinden mezun oluyor.
UCA’nın kampüsleri Kırgızistan’ın Naryn, Tacikistan’ın Khorog şehirlerindedir, Kazakistan’ın Tekeli şehrinde üçüncü bir kampüs kurulmaktadır.
Bu enstitü 1997 yılında bir konsept olarak kurulmuştur. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra – Orta Asya’nın ilerlemesi için yüksek kaliteli uluslararası standartta eğitime daha fazla ihtiyaç duyuldu. Kulağa basit bir fikir olarak gelebilir ama bazıları bunun imkansızı gerçekleştirdiğini söyleyecektir.
2000 yılında Birleşmiş Milletler ’de, Aga Khan Kalkınma Ağı ve Kırgızistan Cumhuriyeti, Tacikistan ve Kazakistan devletleri arasında bir anlaşma imzalandı ve onaylandı, böylece yolculuk başladı. Atılan her adım, sadece halkın dayanıklılığıyla üstesinden gelinen sorunlara yol açan ve şüphesiz ki beklenilenin aksine eşi benzeri görülmemiş bir çabadır. Merkezinde yenilik vardır.
Son yirmi yılda en az bin kişi bu vizyonu gerçekleştirmek için katkıda bulundu. En önemlisi pek çok yerli vatandaş eğitim aldı, gelişti ve eve bir aleti kullanarak döndü. Kasabalıların kampüs alanından yolun karşısındaki yeni evlere taşınması, yolların yenilenmesi, su, elektrik ve internet hatlarının döşenmesi, arkeolojik kalıntıların ortaya çıkartılması ve korunması, iklime duyarlı inşaat planları ve uluslararası standartta üniversite yaşamı ve eğitim tesislerinin tamamlanmasıyla başladı.
Yolum böyle bir kurumla nasıl kesişti?
Üniversite hayatımın son yılında Orta Asya’ya katkıda bulunmak için derinden gelen ve açıklanamaz isteğim su yüzüne çıktı. Üniversiteyi ilk olarak Aga Khan Vakfı’nın Avrupa ofisinde bir görevi yerine getirirken duydum. Bundan on yıl sonra öğretim araştırma izni alma fırsatı doğdu. İletişimlerini desteklemek için Üniversite için gönüllü olarak çalıştım bu da önümüzdeki sekiz yıl boyunca iletişim işlevini kurmak üzere tam zamanlı bir işe dönüştü. Ve daha sonra iki yıl boyunca da medya müfredatlarını uzaktan gözden geçiren bir gönüllü olarak devam ettim.
Üniversite en iyi erken çocukluk eğitimi ve modern sağlık tesisleriyle, yaşam boyu eğitim, sivil eğitim ve park alanlarıyla kendine ev sahipliği eden şehrin dönüşümünü kolaylaştırdı. Bu yolculuk boyunca, istihdam yaratıldı, işletmeler gelişti, yaşam kalitesi iyileşti ve gelecek inanılmaz derecede umut verici hale geldi. Dağ iklimleri ve toplulukları hakkında yapılan araştırmalar, alandaki bilgileri geliştiren üst düzey yayınlarla sonuçlandı.
Potansiyel öğrenciler ve velilerinden, üniversite ortaklarına, araştırmacılarına, eğitimcilere, hükümete ve en gelişmiş ülkelerden en uzak köylere ve medyaya kadar çok yönlü paydaşlarla etkileşim kurma ayrıcalığına sahip oldum. Çoğunlukla da benim için en yabancı olan Rusça ve Orta Asya dilleriyle.
Bir iletişim uzmanına işinin ne olduğunu sorun -yanıt çok çeşitli olacaktır-bilgi göndermek ve almak, mesajlar oluşturmak, algıyı değiştirmek, yaratıcı şekilde dinleyiciler oluşturmak ve onlarla etkileşmek. Liste uzayıp gider ….
Ama benim için her zaman UCA gibi uzun ömürlü kurumlar inşa etmektir.
Binalar inşa edilirken, personel işe alındı ve girişimler gerçekleştirildi. Önemli olan iletişimdi. Yazılı her söz, görsel ve konuşma özenle hazırlanır. Üst düzey yöneticilerden yardımcı personele herkes temsilci olarak görev yapar. Her bina tabelası kurumun kimliğini oluşturur.
Rektör, Ekselansları Aga Khan’ın 1983’te söylediği sözler her zaman aklımın bir köşesindedir.
“Dünyaya öyle yoksulluk içinde gelenler var ki, paylarına düşeni iyileştirmek için hem araçlardan hem de motivasyondan yoksunlar. Bu şanssız kişilere, bireysel girişim ve kararlılık ruhunu ateşleyen kıvılcımla dokunulmadıkça, yalnızca yenilenen bir kayıtsızlığa, ilgisizliğe, bozulmaya ve umutsuzluğa geri döneceklerdir. Bu kıvılcımı sağlamak ise daha şanslı olan bizlere düşer.”
Ve daha sonra, Üniversitenin 2016 yılındaki açılışında şunları söyledi: “Burada yaptığımız şeyin, sadece burada değil, aynı zamanda bölgenin çok ötesindeki insanlar için de uluslararası iş birliğinin gelecek için değerli bir örneği olacağını bilmek önemlidir.”
Üniversite, Kanada, Birleşik Krallık, Rusya, İsveç ve Avustralya’dan bir dizi üniversite ile ortaklaşa geliştirilen akademik müfredatıyla bölgenin dağ toplumlarının sosyal ve ekonomik kalkınması için bir katalizör olmak üzere yaratılmıştır.
Benim için, en gurur verici an öğrencilerin yerleşim kampüsüne ilk ulaştıkları andı. Çeşitli etnik kökenlerden, alt yapılardan ve coğrafyalardan -bazıları yaya, atla ve otobüsle günlerce yolculuk etmiş. Ama geldikleri an hepsi eğitim uğraşında birleşti. Umut, tutku ve öğrenme arzusuyla dolu.
Her birisini tanıma ayrıcalığına sahip oldum. Güvenle şahitlik ederek bir rüya her biri için gerçek oldu. Bu gençler şimdi başarıyla mezun oldu (salgına rağmen) – kendileri, aileleri, ülkeleri için yakın gelecekte değişimi gerçekleştirmek için hazırlar. Hayaller gerçek oldukça benimkiler de gerçekleşti.
Bir defasında arkadaşım bana ayrıcalık nedir diye sordu?
Bazıları için finansal güvence mirası, bazıları içinse Ivy League eğitimi veya destekleyici bir aile ve arkadaşlarla kutsanmak. Benim için bundan biraz daha fazlası – miras kalacak bir kurumun doğuşunda küçük bir rol oynama fırsatı. Gelecek nesiller için bir değil birçok hayatın sonsuza kadar değişeceğine ve değişmeye devam edeceğini bilmek ve buna içtenlikle inanmak. [IDN-InDepthNews – 20 Haziran 2021]
* * Singapurlu Nisar Keshvani, Singapur’a dönmeden önce beş kıtada yaşamış ve çalışmış bir dünya vatandaşıdır. Orta Asya’da sekiz yıl geçirdi ve şu anda Singapur Ulusal Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin iletişimini yönetiyor. Bu makalede ifade edilen düşünceler yazara aittir ve çalıştığı kuruluşların görüşlerini yansıtmamaktadır. Onunla LinkedIn <https://www.linkedin.com/in/keshvani> üzerinden bağlantı kurun. <https://www.linkedin.com/in/keshvani>.
Fotoğraf: Nisar Keshvani (soldan üçüncü)